Türkiye faşist rejimi büyük bir ekonomik krizle karşı karşıyadır. Artık bildik şovenist ve milliyetçi söylemleriyle iktidarını sürdüremez duruma gelmiş bulunmaktadır. Döviz fiyatlarında yaşanan hızlı artışla birlikte ekonomik kriz işçi ve emekçiler için daha da ağırlaşan bir hal almış durumdadır.
Vatan ve millet söylemleri arkasına saklanmış bir şekilde faşist iktidarın yandaş sermaye odaklarının zenginliği katlanarak artarken işçi ve emekçilerin yaşamı her geçen gün daha da sürdürülemez hale gelmektedir. İktidar Kürt halkı başta olmak üzere bölge halklarına karşı savaş sürdürme politikalarında ısrar etmektedir. Bu yönüyle savaş politikalarında ve savaşın ekonomik maliyeti boyutuyla da yaşam emekçiler açısından daha da çekilmez bir hal almış bulunmaktadır. Ülkenin kaynaklarının büyük bir kısmı faşist savaş makinesinin ekonomik ihtiyaçlarını karşılamaya harcanmaktadır. Bu yönüyle savaş ve işgal politikalarıyla ayakta kalmaya çalışan faşist rejim bu politikalarda ısrar ederek içinde bulunduğu ekonomik krizi daha da derinleştirmektedir.
Ekonomik krizin derinleşmesiyle birlikte sokaklarda hükümete dönük protestolar yükselmeye başlamış bulunmaktadır. Bizler faşist rejimin bu protesto eylemleri karşısında nasıl bir kaygı ve korku içerisine girdiğinin farkındayız.
Yaşanan bütün gelişmeler açık bir şekilde göstermektedir. Faşist iktidar adım adım kitle desteğini kaybetmekte ve toplum nezdinde teşhir olmaktadır. Kendi yandaş sermaye odaklarını zenginleştiren faiz politikalarında ısrar ederek yoksul halkın üzerindeki ekonomik baskının artmasında tereddüt etmemektedir. Yaşam emeğiyle geçinen Türkiye ve Kürdistan halkları için her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. Bu koşullar altında birleşik devrim mücadelesinin yükseltilmesinin tarihsel önemine bir kez daha vurgu yapmak gerekmektedir. Gün sokakta olmak ve faşist iktidardan hesap sorma günüdür. Ekonomik taleplerle başlayan protestolar büyütülmeli ve yaygınlaştırılmalıdır. Faşist rejimin sömürü saldırıları karşısında Türkiye cephesinde halkın yükselen sesi sahipsiz bırakılmamalıdır. Sokakta olmak ve faşizmden hesap sormak her zamankinden daha gereklidir. İktidarın yürüttüğü kirli savaş siyaseti önemli bir açmaza girmiş bulunmaktadır. Artık savaş politikalarının artan maliyeti ve çelişkilerin derinleşmesi karşısında Türkiye halkı ve ezilenleri hayatlarını eskisi gibi sürdürmek istememekte ve bu gidişata dur demek istemektedir.
Faşizme karşı sokağa çıkalım faşist rejimden hesap soralım. Bu yönüyle sokakta olmak ve halkın öfkesini örgütlemek tarihsel bir öneme sahiptir. Faşist rejimin saldırıları karşında sessiz kalmamak ona karşı özgürlük talebiyle sokağa çıkmak faşizmin yarattığı korku ikliminin dağılması için tarihsel öneme sahiptir. Faşist rejim halka karşı şiddetin boyutunu her geçen gün daha da artırmaktadır. Bu koşullar altında faşist iktidardan hesap sorma mücadelesini yükseltirken aynı zamanda birleşik devrim milislerine çağrımız faşist iktidardan ve işbirlikçilerden hesap sorma eylemlerini devrimci seferberlik hamlemiz temelinde yükseltilmesidir. Faşizme cevap anladığı dilde verilmelidir.
Erdoğan iktidarı köşeye sıkıştıkça daha da saldırganlaşmakta ve iktidarını sürdürmek için her türlü kirli politikayı sürdürecektir. Onun bu saldırgan politikaları karşısında sokaklar terk edilmemeli ve faşizmden hesap sorma eylemlerine hız verilmelidir. Gün faşist saldırılar karşısında bekleme değil sokağa çıkma, hesap sorma ve faşizme bedel ödetme günüdür. Gerillanın direnişini, milislerin eylemleri ve en genel anlamıyla devrimci kitle faaliyetiyle sokağa taşıma günüdür. Faşizmi Yıkalım Özgürlüğü Kazanalım. Meydanları zapt edelim, faşist iktidarın kirli savaş düzenini dağıtalım.
“Sokağa Çıkalım, Faşizmi Yıkalım Özgürlüğü Kazanalım”
İleri… Daha İleri…
HBDH Yürütme Komitesi