“Gerilla vatanı” olan Dersim‘den bir kez daha Halk Savaşı yıldızları yükseldi. Dersim-Ovacık’da, 6-9 Eylül ve 1-4 Ekim tarihleri arasında yaşanan iki ayrı çatışmada TKP/ML-TİKKO’nun dört savaşçısı, düşmanın “bitirdik, temizledik” yalanlarına vurulmuş bir şamar olarak “vardık-varız-varolacağız” kararlılığıyla haykırıp halklarımızın umudunu yeşerterek ölümsüzleşti…
7-9 Eylül günlerinde ölümsüzleşen TKP/ML Merkez Komite Üyesi Nubar(Erol Volkan İldem) ve Rosa(Fadime Çakıl), 1-4 Ekim günlerinde ölümsüzleşen Dersim Bölge Komutanı Özgür(Ali Kemal Yılmaz) ve Asmin(Gökçe Kurban) yoldaşları saygıyla anıyor, İHA-SİHA’lara karşı kararlı devrimci irade zemininde yükselen kahraman mücadelelerini selamlıyoruz! Anılarını yaşatacak, savaşlarını Sosyalist Halk Savaşıyla zafere taşıyacağız…
Tarihin ender yaşadığı zorlu süreçlerinden, emperyalist haydutluk altında kitlesel kıyımların hortlatıldığı karanlık dehlizlerden geçerek ilerliyoruz. Dünya gericiliği derin krizler içinde saldırganlığını tırmandırarak büyütüyor, yoksul dünyaya ölümü reva görerek, tüm yaşamı tüketmeye yürüyor. Dünya gericiliğinin kanlı kamçısı olarak bölgede sallanan coğrafyamız hakim sınıfları efendisinden geri kalmazken, faşist Erdoğan sultası çeşitli ulus ve azınlıklardan halklarımıza karşı en acımasız baskılar uygulayıp katliamlar gerçekleştiriyor. Kanlı bir savaş makinesi olarak savaş saldırganlığı konseptiyle biçimlenen Erdoğan liderliğindeki AKP-MHP iktidarı, emperyalist barbarlığın iç çatışmalarından faydalanarak bölgede işgaller gerçekleştirip “Yeni Osmanlıcı” hayaller peşinden koşuyor, bunun bir ayağı olarak da içerde açık faşizme baş vurup azgın bir terör uyguluyor.
Bir taraftan burjuva muhalefeti manipüle ederek dizayn etmeye çalışırken, geniş halk kitlelerini koyu bir baskı altında tutuyor, demokratik, devrimci ve sosyalist güçlere karşı amansız bir saldırganlık uyguluyor. Savaş ekonomisinin yüküyle de krizlere gömülüp çöken ekonomiye karşın savaş saldırganlığından geri durmayarak bütçeyi savaş ve savaş teknolojisine kullanıyor. Askeri güç bakımından küçümsenemeyecek bir büyümeyle bölgenin teknoloji donanımlı en büyük ordusu niteliğinde bölge halkları için tam bir faşist tehdide dönüşüyor. Gelişen toplumsal muhalefeti acımasızca bastırırken, demokratik ve devrimci hareket ve sosyalist güçlere karşı kesin imha savaşı yürütüp toplumu korku egemenliğiyle susturup teslim almaya çalışıyor. Özellikle silahlı temelde yükselen devrimci hareketlere karşı tam bir tahammülsüzlük ve acımasızlık içinde hareket ediyor. İktidarının sarsıldığını gördükçe daha pervasızlaşıp saldırganlığını en üst boyuta çıkarıyor…
Savaşan silahlı gerilla güçlerine karşı mutlak bir başarı elde etme hayaliyle yüksek teknoloji ürünü olan en gelişkin savaş araçları ve askeri donanımı kullanarak kesin sonuçlar elde etmek istiyor. Bunda hiç bir gevşemeye yer vermeden amansız bir kinle saldırıyor, katliamlar yapıp kan dökmekten sakınmıyor. Nitekim bu faşist saldırganlığı yaşamın her alanında uyguluyor, silahlı güçleri stratejik saldırı planlarıyla hedefleyip darbeliyor. Gerilla savaşına karşı kullandığı yüksek teknoloji desteğiyle geçici askeri başarılar elde ederken, bu başarılar onu daha da kudurganlaştırıp katliam heveslerini daha da diri tutuyor. Ormanları yakıyor, yerleşim yerlerini bombalıyor, katliam saldırılarını süreklileştiriyor. Dersim-Ovacık’da katledilen TKP/ML gerillaları bu katliamların son örnekleridir…
Düşmanın özellikle silahlı devrimci hareket ve savaşan güçlere karşı stratejik imha saldırganlığı temelinde İHA-SİHA gibi yüksel teknoloji desteğiyle yürüttüğü gerici savaş konseptinde, gerilla savaşı alanında askeri ve taktiksel bir üstünlük sağladığı inkar edilemez gerçektir. Gerilla güçlerinin son bir kaç yıl içinde verdiği ağır kayıplar bunu teyit ederek göstermektedir. Kuşkusuz ki, bu durum devrimci savaş/gerilla savaşı yürüten güçler açısından doğru okunmak ve taktiksel politikaların geliştirilmesiyle dikkate alınmak durumundadır. Ne var ki, düşmanın bu geçici askeri ve taktik üstünlüğü neredeyse genel kanaate dönüşerek algılarda yeşeren “gerilla savaşı yürütülemez”, “koşullar değişmiş, silahlı savaş olanaksız hale gelmiştir” şeklindeki sağ karamsar yargıyı asla doğrulamaz, haklı göstermez. Bilakis, silahlı devrimci savaş, farklı perspektiflerden yürütülen gerilla savaşı, karşı karşıya kaldığı askeri ve taktiksel sorunlara karşın tüm yakıcılığıyla geçerliliğini ve yürütülebilirliliğini korumaktadır. İHA-SİHA’lara karşı kahramanca çarpışıp ölümsüzleşen yoldaşlarımız bunun canlı kanıtlarıyken, TKP/ML’nin dört kahraman savaşçısı da bunun en yakın tanıklarıdır…Silahlı devrimci savaşın taktik üretme kabiliyeti ve gerillanın insiyatifi düşmanın bu tekniğini de boşa çıkaracak birikime ve yeteneğe sahiptir. Düşmanı daha da pervasız kılan, savaş uçaklarıyla, Kobralarıyla, SİHA’sıyla gerilla alanlarını günlerce bombalamasına neden olan da bu gerçektir,, gerillanın geliştirdiği taktikler, oluşturduğu perspektifler bunun göstergesidir.
Ölümsüzlere Sözümüz: Biz Kazanacağız!
Erdoğan sultasının tüm saldırı ve faşist katliamlarına karşın, devrim gerilemeyecek, devrimci savaş durmayacak, devrimciler yenilmeyecektir! Devrim yürüyüşü, yolu üstündeki büküntüleri aşacak ve engellenemeyecektir! Zorlu savaşın seyri içinde karşılaşılan taktik yenilgilere karşın, stratejik olarak kazanan devrim, sosyalizm ve Komünizm olacaktır. Ne Halk Savaşçıları ne de Komünist devrimciler bitmez-bitirilemez! Kazanan Sosyalist Halk Savaşı olacaktır!
Dersim-Ovacık’da karanlığı yararak aydınlık topraklara düşen, devrim ısrarının nişanesi olan TKP/ML’nin ölümsüz savaşçılarını bir kez daha anıyor, mücadele anıları önünde saygıyla eğiliyoruz…
Nubar, Rosa, Özgür ve Asmin Yoldaşlar Mücadelemizde Yaşayacaklar!
Halk Savaşçıları Ölümsüzdür!
Sosyalist Halk Savaşı’nın Zaferi İçin; Cüret Edelim, Öne Çıkalım ve Kazanalım!
Maoist Komünist Parti
Merkez Komite/Siyasi Büro
9 Ekim 2020