Ölümü Küçülterek Yenen ve Tarihe Not Düşenleri Selamlıyoruz

Her devrim yürüyüşü, ardına notlar düşerek ilerler. Tarih yazımıdır bu aynı zamanda. Halkların mücadele tarihi incelendiğinde, yazılan bu tarihe düşülen notlar karşımıza çıkar. Aynı 1 Mayıs enternasyonal proletaryanın birlik-dayanışma ve mücadele günü gibi, faşist devlet tarafından 6 mayıs’ta idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan gibi,  Diyarbakır işkence hanelerinde 18 Mayısta katledilen İbrahim Kaypakkaya gibi, faşistlerce katledilen Haki Karer gibi, Mehmet KARASUNGUR, Armenek Bakırcıyan, Ozan MİZGİN, Ferhat KURTAY, Mahmut ZENGİN, Eşref ANYIK ve Necmi ÖNER gibi.

Devrim ve sosyalizm mücadelesi, ezilenlerin ezenlere karşı mücadelesi devam ettikçe bu tarihe daha nice notlar düşülecek ve yazılmaya devam edilecek. Aynı 9 mayıs’ta Kürdistan topraklarında ölümsüzleşen Komutan Ulaş –Mehmet Kurnaz gibi.

Mayıs ayı’nın halkların mücadele tarihinde önemli bir yeri vardır. Ve bu tarih hiçbir zaman silinemez, unutulamaz. Nesiller boyu yaşar ve kuşaklardan kuşaklara taşınır. Ve yeni kuşaklar bu tarihle büyürler, tarihi ileriye taşırlarken bu tarihten beslenirler.

Devrimci Komünarlar Partisi- BÖG’nin ilan ettiği 9 -16 Mayıs Ölümsüzler haftası da tarihe düşülen bir nottur. Halkların mücadele tarihinde yerini alan ve kuşaklara taşınacak olan tarihi bir nottur. Halkların ileriye doğru her hareketinde mütevazi bir yeri olacak olan bu tarih, yoldaşlarımızın yazdığı tarihtir. Siper yoldaşımız Komutan Ulaş Bayraktaroğlu(Mehmet Kurnaz) şahsında, bu tarihi, Ölümsüzler Haftasını selamlıyoruz.

Yoldaşlar, siper yoldaşları

Her devrim nasılki tepside sunulmuyorsa, aynı şekilde her devrim mücadelesi karşılığında büyük bedeller isteyen zor bir mücadeledir. Deyim yerinde ise dişe diş bir mücadeleyi, en yüce fedakarlığı ve üstün meziyetleri talep eder. Eğer en büyük fedakarlıktan sakınılırsa, kaçamak dövüşülürse,  akıl ve cesaretle mücadele edilmezse devrim denen hedefe ulaşmak hayaldir.

Mücadelebizden büyük bedeller talep ederek ilerler, gelişir ve hedefine ulaşır. Bazen hiç beklemediğimiz, hiç ummadığımız anda, düşünmek istemediğimiz kayıplar alırız. Bu, yürüttüğümüz savaşın nasıl çetin bir savaş olduğunu gösterirken, aynı zamanda bu savaşın doğasınıda tekrar bize hatırlatır. İki düşman gücün karşı karşıya geldiği her durumda kayıplar alınması kaçınılmazdır. Ve bu kayıplar bazen bizi sarsar, yıpratır, bizleri yavaşlatır. Ama bizleri daha bir biler, sınıf kinimizi daha da güçlendirir. Belki de en önemlisi bizi eğitir-öğretir ve aldığımız kayıpların boşalttığı yerleri zaman geçirmeden doldurmak gerektiğini bize hatırlatır. Eğer devrim mücadelesi yürütüyorsak ve bu savaşı kesintisiz sürdüreceksek, boşalan yerlerin hemen, zaman geçirmeden doldurulması gerekir. İşte bu noktada her kayıbımızın yarattığı boşluğu doldurmak, onların mücadelesini kaldığı yerden sürdürmek, onların boşluğunu hissettirmemek bizlere, biz ardıllarına düşer.Bu, yoldaşlarımıza karşı sorumluluğumuz, devrime karşı sorumluluğumuz, halklarımıza karşı sorumluluğumuzdur. Bu, tarihe karşı sorumluluğumuzdur.

Bu sorumluluklarımızı yerine getirmek onların ideallerine, mücadelesine sahip çıkmakla,daha ilerilere taşımakla anlam kazanacaktır. Onlardan öğrenmeliyiz. Komutanlıklarından, önderliklerinden, politik kimliklerinden, cesaretlerinden, yoldaşlıklarından, mütevaziliklerinden öğrenmeli ve sürekli canlı tutarak yaşatmalı ve yeniden ama yeniden üretmeliyiz. Mücadelemizle, yaşamımızla, duruşumuzla yarınlara taşımalıyız. Komutan Ulaş Bayraktaroğlu’nun, Ulaş Adalı’nın bize bıraktığı miras budur ve bunlara cevap olmakta bizim görevimizdir. Komutanlarımızın, öncülerimizin, önderlerimizin, yoldaşlarımızın, siper yoldaşlarımızın bizlerden istediği budur.  Yoldaşlarımıza, halkımıza, devrimimize layık olmanın yolu da buradan geçer.

Ölümü küçülterek yenenleri anıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyoruz

Selam Olsun Ölümsüzler haftasına!

ŞehidNamırın!

Mehmet, Gökhan ve Ölümsüz Siper yoldaşlarımız Mücadelemizde yaşayacaklar!

Maoist Komünist Partisi -Rojava

9 Mayıs 2016