Ölümsüzlüklerinin 6. Yılında Kızıl Kalkışmanın Ölümsüz Bayrak Taşıyıcıları Şahin, Mercan ve Doktor Yoldaşların Komünizme Kilitlenmiş Cüretini Kuşanalım!

1 Ağustos 2017 günü Dersim’in Ovacık kırsalında faşist “TC” ordusunun Partimizin gerilla güçlerine karşı gerçekleştirdiği stratejik imha saldırısında hunharca katledilen Parti Sekreterya Üyemiz Şahin(Yılmaz Kes) ve Dersim Karargah Komutanlarımızdan Doktor(Mahir Özgül) ve Mercan (Sevda Serinyel) yoldaşları ölümsüzlüklerinin 6. yılında saygıyla anıyor, kararlı mücadelelerine bağlılığımızı yineliyoruz…

Onları anarken mücadele pratiklerinden öğreniyor, devrimci rotamıza tuttukları Kızıl ışığı kılavuz alıyoruz. Kuşkusuz ki, Onlar bizler için birer devrim meşalesi, mücadele ve savaş çağrısıdırlar. Onları anlamak ve anmak, Komünist ideallerine bağlı kalarak siyasi mücadele pratiklerini büyütüp zafere taşımakla mümkündür. Azim ve kararlılıklarını kuşanarak bizlere bıraktıkları devrim ateşini harlamak Onlara karşı taşıdığımız sorumluluk ve devrimci görevdir.

Onlara sözümüzdür;yoksul dünya halkları ve mazlum ulusları kıyım cenderesinden geçiren köhnemiş emperyalist dünya gericiliğin kanlı esareti başta olmak üzere, bu gericiliğin birer türevi olarak proletarya ve emekçi halklarımıza acı, açlık, zulüm ve katliamları reva gören bilumum gerici sınıf iktidarlarını tarihin karanlığına gömene dek savaşacak, özgür dünya yürüyüşünden asla geri adım atmayacağız…

Dünya devrimler tarihi hangi mücadele süreçlerinden geçip nasıl gelişip zafere ilerlediyse, Türkiye-Kuzey Kürdistan devrimi de aynı süreçlerden geçip zorluklar içinde gelişerek zafere ilerleyecektir. Bütün mesele, devrimin zaferi uğruna verilen büyük savaşta ağır bedelleri göze alan Komünist mücadele ufkuna sahip olmak ve devrimin zaferi için Komünist çizgide kararlı mücadele sebatı göstermektir…

Sınıf düşmanlarımız baskı aracı olan devlete/devlet örgütlenmesine sahip olmanın tüm olanak ve avantajlarını elinde tutarak, bizler ve mücadelemiz karşısında taktiksel üstünlüklerini korusalar da, devrimin aşamayacağı zorluk, alt edemeyeceği düşman yoktur. Dünya devrimleri süreci bunun kanıtıdır. Dayandığımız haklı tarihsel mücadele, geleceği temsil eden stratejik üstünlüğüyle kazanmaya mahkum ve muktedir bir kalkışmadır. Devrim uğruna toprağa düşen Şahin, Mercan ve Doktor yoldaşlar ve yüzlerce ölümsüz yoldaşımızın bıraktıkları siyasi miras, kazanacak ve kazanılacak mücadelenin yapı taşlarıdır. Onlardan aldığımız güçle her türden gericiliği tasfiye ederek Komünizm bayrağını dalgalandırmaya kararlıyız…

Silahlı Devrim Yürüyüşümüz Geleceği Kazanma Yeteneğine Sahip Dinamik Bir Yürüyüştür

Emperyalist gericilik başta olmak üzere, onun uzantısı olarak yerelde biçimlenen komprador tekelci burjuva klik iktidarları ve bilumum gerici sınıfların mutlak suretle tahammülsüz olup devletlerinin bekası için tehdit gördüğü en büyük düşman, silahlı devrimci eylem ve onun sistematik niteliği olan devrimci savaş stratejisine dayanan siyasi mücadele biçimi olmuştur. Siyasi iktidar perspektifi taşıyan devrimci savaş, gerici sınıf cephesinin en büyük korkusu, baş düşmanıdır. Burjuva iktidarların Savaş Hükümetleri olarak şekillenip, devrimci savaş ve silahlı mücadelele güçlerine karşı topyekun saldırı konsepti eşliğinde vahşice geliştirilen stratejik imha saldırılarına girişmeleri bu haklı korkularının ürünüdür… Stratejik imha hedefi temelinde hayata geçirilen yeni savaş konseptiyle; teknolojiye dayalı İHA-SİHA, güdümlü silahlar, yapay zeka teknolojisi, takip-kontrol mekanizmaları olarak yaygınlaşan kamera/mobese ve iletişim teknolojisi/GPS sistemleri, kullanılan savaş araç-gereçleri-ağır konvansiyonel ve ateş kapasitesi yüksek silahlar bu sürecin taktik üstünlüklerini oluşturan donanım ya da tahkimat envanteridir…

Erdoğan-AKP/MHP iktidarı koyu faşist karakterinin yanısıra, Savaş Hükümeti olarak biçimlenen halk düşmanı bir iktidardır. Bu iktidar dönemi, silahlı devrimci güçlere ve özelde de gerilla savaşı güçlerine karşı stratejik imha saldırılarının geliştirilerek en vahşi boyutlarda devreye sokulduğu bir dönemdir aynı zamanda. Silahlı mücadele ve devrimci savaş yürüten güçler faşizmin boyutlandırdığı bu saldırılarla darbelenirken, Partimizin gerilla güçleri de stratejik imha saldırılarının hedefi oldu… Partimiz de dahil olmak üzere, silahlı savaş yürüten güçler, savaşın teknolojik araç-gereçlerle edindiği yeni niteliği ve düşmanın elde ettiği taktik üstünlüğü kavramada geç kaldılar. Bu durum, devrimci savaş güçlerinin düşmanın stratejik imha saldırılarından ağır kayıplar vererek darbeler almasına vesile oldu. Bu süreçte Parti Sekreterya Üyemiz Yılmaz Kes(Şahin), Bölge Komutanlarımızdan Mahir Özgül(Doktor) ve Sevda Serinyel(Mercan) yoldaşlar düşmanın imha saldırısında katledildiler… Ölümsüzleşen yoldaşlarımızın Komünist bilinçleri yolumuzu aydınlatıyor…

Partimizin yarım asrı geride bırakan Komünist toplum perspektifli siyasi iktidar hedefiyle yürüttüğü proleter devrim mücadelesi, silahlı savaşla biçimlenen tarihsel pratik içinde ağır bedeller ödenerek göğüslenmiş, ölümsüzler ordusunun kanı-canı pahasına omuzlanarak günümüze taşınmıştır. Kanla yazılan kesintisiz mücadele tarihimizin her karışında, ölümsüzleşen yoldaşlarımızın fedakar mücadeleler içinde yarattıkları büyük değer, kazanım ve anlamlı emeklerinin olduğu asla unutulamaz. Onlar, devrimci pratiği kanlarıyla yazan mücadele tarihinin gerçek kahramanlarıdır…

Onların bizlere bıraktığı Komünist mücadele mirasını tereddütsüzce devralırken, keskin devrim bilinciyle perçinlenen kararlı mücadele pratiklerinden öğrenmeyi hayati bir görev olarak telakki ediyor, Komünist anıları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz…

1972 kuruluşundan günümüze uzanan Partimizin silahlı devrim yürüyüşü, dayandığı MLM ideoloji, Komünist teori ve ilkeler zeminindeki bilimsel karakteriyle geleceği kazanma yeteneğine sahip dinamik bir yürüyüştür. Bu yürüyüşte, kurucu önderimiz İbrahim Kaypakkaya yoldaş başta olmak üzere, Süleyman Cihan’dan Kazım Çelik yoldaşlara, Cüneyt Kahraman’dan Cafer Cangöz yoldaşlara, Yılmaz Kes yoldaştan İsmail Bulut, Baba Erdoğan ve Aydın Hanbayat yoldaşlara ve Mehmet Demirdağ yoldaşa kadar Partimizin Genel Sekreterleri ve Genel Sekreter yardımcıları kavga siperlerinde bayraklaşırken, Parti ve Ordumuzun yüzlerce kadro ve üyesi de mücadele mevzilerinde ölümsüzleşti. Hiç şüphesiz ki, tarihsel yürüyüşümüzün bundan sonraki etapları da yoldaşlarımızın ölümsüz anılarıyla koşulacaktır… Şahin yoldaşın sınıf bilinçli cüreti, Doktor yoldaşın savaşkan gülüşü ve Mercan yoldaşın direnç yüklü azmiyle billurlaşan komutası devrim yürüyüşümüze ışık tutmaya devam edecektir…

Haklı Savaşların Stratejik Zaferi Kaçınılmazdır

Devrim ile karşı-devrim arasında uzlaşmaz sınıf çelişkileri zemininde keskinleşen büyük tahammülsüzlük, savaş ilanıyla son biçimini alır. Silahlı savaş başladıktan sonra, amansız çarpışmalar içinde acımasızca kan dökmek; ölmek ve öldürmek kaçınılmazdır. Köklü sınıf düşmanlığıyla sürdürülen silahlı savaşta “düşmanı yok et” ilkesi savaştaki taraflar için egemen siyasete dönüşür. Savaşın temel kuralına bağlı olarak biçimlenen askeri saldırılar ölüm kusarak savaşın doğasını belirler, savaşta temel bir yer tutar…

Devrimci savaşlar ekseriyetle gerici sınıflar lehine eşitsiz şartlarda başlayıp gelişirler. Eşit olmayan güçler arasında cereyan eden bu eşitsiz savaş; gerici güçlerin teknik/teknoloji, silah, mühimmat/cephanelik, araç-gereç, sayısal güç gibi taktiksel üstünlükleriyle biçimlenirken, devrimci sınıfların haklılıktan beslenen stratejik üstünlüğüyle de anlam kazanır. Savaşın nihai belirleyeni taktik üstünlük değil, stratejik üstünlüktür; savaşın haklı niteliğidir. Gerici savaşlar haksız savaşlar, devrimci savaşlar ise haklı savaşlardır. Haklı savaşların stratejik zaferi kaçınılmazdır. Bu, devrimci sınıfların tüm taktiksel dezavantajlara karşın, devrimci savaşları yürüterek zafere taşımalarına ilham veren temel gerçektir…

Savaşta taktik üstünlükler taktik başarıya, stratejik üstünlükler stratejik başarıya götürür. Düşmanın devrimci güçleri darbelemede ve yoldaşlarımızı katletmede gösterdiği başarı, taktik bir başarıdan ibarettir; bu sadece ve sadece taktik üstünlüğün eseridir. Stratejik başarı ise, yalnızca geleceği temsil eden devrimci sınıfların ve devrimci halk güçlerinin yürüttüğü savaşa hastır… Ne teknolojiye dayalı geçici başarı ve taktik üstünlükleri, ne de vahşi katliam ve imha saldırıları devrimi durdurmaya yetmeyecektir. Devrim, tüm çelişki ve zorlukları çözerek aşan en yüksek enerji ve bilimsel yıkıcı güçtür. Hiç bir gerici kuvvet ve teknoloji proletarya önderliğinde gelişecek devrimleri stratejik olarak engelleme yeteneğine sahip değildir, olamaz…

Savaşı Yükselt, Partiyi Geliştir, Devrime Yürü”

Erdoğan-AKP/MHP faşist iktidarının halk düşmanı politikalarının geldiği nokta açlığın, yoksulluğun, yoksunluğun, adaletsizliğin daha da derinleşmesi, faşist-gerici saldırganlığın artmasıdır.

Bir tarafta kontrol edilemeyen ağır ekonomik kriz ve bu krizin yarattığı kitlesel yoksullaşma büyümekte ve genişlemekte, diğer tarafta faşist iktidarın işçi sınıfı ve emekçi halklara, kadın ve LGBTİ+’lara, Kürt ulusu ve azınlıklara, alevilere ve ezilen diğer inançlara, doğasını-toprağını koruyan köylülere, geleceğine sahip çıkan gençlere, faşist gericiliğe ve cihadist politikalara itiraz eden tüm aydınlık yüzlere reva gördüğü baskı, yasaklama ve koyu faşist saldırılara karşı hoşnutsuzluk, itiraz ve karşı koyuş gelişmektedir. Birbirinden bağımsız olmayan bu her iki gelişme birbirini besleyerek sürekli büyüyen bir dinamizm ortaya çıkarmakta, devrimci savaşın geliştirilmesi ve yükseltilmesi için güçlü bir zemin oluşturmaktadır. Görevimiz, geleceği kazanmak için dağınık, kendiliğinden ve örgütsüz olan bu hoşnutsuzluğun, itirazın ve toplumsal karşı koyuşun örgütlenmesidir, bu mutlak şarttır.

Bu görev için bizlerden beklenen Şahin, Doktor ve Mercan yoldaşların devrimci cüretini kuşanmak, Onların halkın bilincini ve yüreğini kazanma, devrime ve komünizme yürüme iradesini iradeleştirmektir. Onların “Savaşı Yükselt, Partiyi Geliştir, Devrime Yürü” talimatını rehber almak, Sosyalist Halk Savaşı’na yüklenmektir.

Faşist iktidarın yeni savaş konseptiyle yürürlüğe soktuğu imha hedefli saldırılarına karşı Şahin, Doktor ve Mercan yoldaşların kahramanca verdiği mücadele ilham kaynağımızdır. Onlar ölümü küçültüp yenerek ölümsüzleşmenin, halkla ve haklılıkla beslenen stratejik yenilmezliğin en billur kanıtıdırlar…

Dövüşerek ölenler yenilmez!… Selam olsun Şahin yoldaşa, Doktor ve Mercan yoldaşa selam olsun!…

* Parti Sekreterya Üyemiz Yılmaz Kes Yoldaş Ölümsüzdür!

* Yılmaz Kes, Sevda Serinyel ve Mahir Özgül Yoldaşlar Ölümsüzdür!

* Sosyalist Halk Savaşçıları Ölümsüzdür!

* Onların Direniş Çizgisi Mücadelemize Işık Tutuyor!

* Onların Cüretini Kuşanarak Savaşı Yükselt, Partiyi Geliştir, Devrime Yürü!

Maoist Komünist Parti

Merkez Komite / Siyasi Büro

Temmuz 2023