Komünist devrim uğruna silahlı savaş siperlerinde dövüşerek ölümsüzleşen 17 yoldaşımız şahsında Parti 1. Kongre önderliğimizi 17. yılında saygıyla anıyor, Kızıl kavgalarını selamlıyoruz!…
Partimiz, 2005 yılı 17 Haziran’ında düşmanın imha ve tasfiye etme amacıyla gerçekleştirdiği stratejik saldırılardan birine daha maruz kaldı. Modern savaş envanteri ve askeri güçlerin yoğun, büyük ve etkili olarak kullanılması bakımından yeni bir savaş konseptine denk gelen, bu bakımdan diğer stratejik saldırılardan biçimsel olarak ve sonuçları itibarıyla da farklılık gösteren bu saldırıda, 17 yoldaşımız hunharca katledildi. Parti 1. Kongre önderliğimiz şahsında Parti önderliğimizin de içinde bulunduğu bu vahşi katliam devrimci tarihe 17’ler katliamı olarak geçerken, Parti önderliğimizin fiziksel olarak tasfiye edilmesiyle Partimizin ağır örgütsel darbe almasına yol açtı. Yaşanan katliam, Partimiz için olduğu kadar, devrimimiz ve Türkiye Devrimci Hareketi için de büyük bir darbe ve fiziksel tasfiye anlamına geliyordu…
Bu katliam ve tasfiye saldırısı sebepsiz, anlamsız ve sıradan bir saldırı değildi. Bilakis stratejik yönelimle planlanmış, imha etme hedefiyle organize edilip devreye sokulmuş, maalesef askeri başarıya nail olmuş faşist bir saldırıdır. Düşmanın bu katliamdaki başarısında, kimi örgütsel hata ve yaklaşımlarımızın rol oynadığını da söylemek durumundayız. Ne ki, mesele hatalara indirgenmeyecek kadar kapsamlı ve stratejik bir düşman yöneliminin hazırladığı sonuçtur. Hatalar olsa da olmasa da devrimci savaşta katliamlarla tanışmak kaçınılmazdır… Dolayısıyla, hatalar rol oynasa da, katliam esasta, silahlı savaşa dayanan karşılıklı düşmanlık doğasının bir ürünü olmakla birlikte, Partimizin 1. Kongresiyle gerçekleştirdiği örgütsel toparlanma ve devrimci savaş mevzilenmesinde sağladığı gelişmelerle doğrudan alakalıdır. Dahası, planlanarak gerçekleştirilmek üzere olan Parti 2. Kongremizin engellenmesine dönük düşmanın giriştiği somut stratejik yönelim de bir başka temel nedendi…
Bu anlamda, devrim ile karşı-devrimin acımasızlığa dayanan amansız düşmanlığını anlamak gerekir ki, bu, 1. Kongrede somutladığı ve 2. Kongrede atılıma dönüştürmeyi planladığı Partimizin devrimci yönelimini, savaş duruşunu ve bunlara karşı düşmanın stratejik saldırıyla gerçekleştirdiği 17’ler katliamını anlamak için de gereklidir. Devrim ile karşı-devrim silahlı savaş zemininde karşı karşıyadır ve bu karşıtlığın doğası ölümcüldür! Bunda anlaşılmayacak bir şey yoktur…
Siyasi iktidar perspektifiyle biçimlenen devrim, işçi sınıfı ve emekçi halk kitlelerinin eseri olup, onların tarihsel itirazıyla yükselen örgütlü kalkışma ve şiddet eylemidir. Merkezi görev ekseninde proletarya önderliğinde iktidarın ele geçirilmesi ve/veya gerici sınıf egemenliğinin yıkılarak devrimci sınıf egemenliğinin kurulması hedefine odaklanan bu eylem, zor-şiddet ilkesi esasına göre biçimlenir, son tahlilde devrimci savaş stratejisine dayanır. Devrim eyleminin evrensel ölçekte aldığı bu asgari ilkeler biçimi, coğrafyamız siyasi şartlarında çok daha kuvvetli gerekçeler bularak, devrimin başından itibaren silahlı savaş içinde gelişip bu ilkelere göre biçimlenmesini koşullar…
Partimiz, bu evrensel ve özel ilkeler ışığında, politik savaş Partisi karakteriyle proleter devrim cephesinin Komünist kurmayı olarak silahlı devrimci savaş mevzilerinde konumlanır. Kaypakkaya yoldaşın 72 çizgisi, Partimizin Komünist temeli ve önceli olarak bu mevzilenmenin stratejik halkası, ilk adımıdır. Partimiz bu adımı takip ederek ilerlemekte, ilerleyişini sürdürmektedir…
Silahlı devrimci savaş pratiğine dayanan Partimizin uzun mücadele tarihi, çetin çarpışmalarda verilen ağır bedeller, alınan ağır darbe ve örgütsel yenilgiler kadar, onlarca kahramanlıklara, destansı direnişlere, feda bilinciyle zirveleşen duruşlara, sağlanan gelişme ve ileri atılımlara oturan zengin tecrübeyle, dünya devrimler tarihi pratiğini coğrafyamızdan yansıtan bir ayna durumundadır.
Ne düşmanın her türden stratejik saldırı planları, ne de sinsi gerici saldırılar, Partimiz ve devrimci savaşımız karşısında stratejik zafer kazanamaz, yenilmeye mahkumdur…
Partimizin bu uzun devrimci savaş tarihinde, son derece anlamlı ve unutulmaz olan büyük direniş, çarpışma ve kahramanlıklarla yazılan tarihi kesitler, yaratılan dinamik dönemeçler vardır. Hiç kuşkusuz ki, bunlardan biri, Parti 1. Kongremizde karşılık bulan dönemsel Parti önderliği ve bu önderlik şahsında somutlanan 17’ler katliamıdır…
Partimiz, kuruluşundan sonra, tarihinde ilk olarak Parti Kongresini 2002 yılında gerçekleştirdi. Partide yeni bir önderlik ve yeni bir çizginin hakimiyetini kuran Parti 1. Kongresi, Partide büyük gelişme ve ilerlemelerin motoru oldu. 1. Kongre önderliği ve çizgisi ışığında büyük bir devrimci yönelim sergileyen Partimiz, sağlanan örgütsel toparlanma ve gelişmeler zemininde planladığı 2. Kongresiyle birlikte atılım sürecine girmeyi öngörüyordu…
Partimiz, 1. Kongresiyle birlikte ve bu Kongrenin mimarı olan yeni önderlik altında ciddi bir örgütsel toparlanma sürecine girmiş, örgütsel nitelik-nicelik bağlamında tutarlı bir gelişme çizgisi izlemiş, büyük bir devrimci dinamizm yakalayarak devrimci savaşın geliştirilmesinde gözle görülen bir ivme yakalamıştı. 17’ler katliamında somutlanan düşmanın faşist katliam saldırısı, Partimizde devrimci çizgiyle inşa edilen devrimci dinamizmin kırılması, devrimci savaşta yakalanan gelişme ivmesinin baltalanması, mevcut önderliğin tasfiye edilmesi ve 2. Kongrenin sabote edilip Partideki gelişmenin engellenmesi amacını taşıyordu. 1. Kongre önderliği tasfiye edilecek ve 2. Kongrenin gerçekleştirilmesi engellenecekti; işte düşmanın stratejik saldırısı ve 17’ler katliamı bu amaçla düşmanı harekete geçiriyordu…
Özcesi, 17’ler katliamı öncesi dönem, Partimizin 1. Kongre çizgisi ve önderliği altında somut gelişmelerle ortaya koyduğu örgütsel toparlanma ve savaş pratiğinde kaydettiği ciddi gelişmelerin hüküm sürdüğü anlamlı devrimci bir dönemdi. Ki, 17’ler katliamı, düşmanın, Partimizdeki bu dönem gelişmelerinden, Partimizin girdiği ideolojik-siyasi yönelimden, dolayısıyla ilgili Parti önderliğimizin Komünist çizgisinden ve bu çizgi temelinde gerçekleşecek olan Parti 2. Kongresinin başarısından duyduğu korkunun bir ürünüydü…
Düşman stratejik saldırı planıyla askeri hedefinde başarı elde etti; 17’ler katliamını gerçekleştirerek Partimizin ağır örgütsel darbe almasını sağlayarak pratik gelişme dinamizmini baltaladı… Taktiksel ve askeri bakımdan geçici bir başarı kazanan düşmanın, tüm zafer çığlıkları ve “bitirdik” hezeyanlarına karşın, Partimiz ve devrimci savaş karşısında stratejik bir zafer kazanması söz konusu olamazdı, olamaz da…
Nitekim, ağır örgütsel darbe alan Partimiz, 1. Kongre önderliği ve Komünist çizgisine bağlılığın ifadesi olarak 2007 yılı içinde Parti 2. Kongresini başarıyla gerçekleştirip merkezi yapısını inşa etti. Düşmana verilmiş yanıt niteliğinde devrimci görevlerine sahip çıkma kararlılığını beyan ederek düşmanın demagojik safsatalarını boşa çıkardı. Aynı kararlılık zemininde Parti 3. ve 4. Kongrelerini gerçekleştirerek gelişim çizgisini sürdürdü…
Somut kazanımlarla gelişme çizgisinde ilerleyen Partimiz, bugün de düşmanın askeri, ideolojik-siyasi-kültürel ve psikolojik savaş biçiminde çok yönlü kirli saldırına hedef olmaktadır. Girdiği çeşitli kılıflarla daha sinsi nitelikte öne çıkan bu gerici saldırılar, beslendiği gerici kaynakların çürümüşlüğüyle aynı kaderi muhakkak ki paylaşacak, Partimizi yıkarak tasfiye etme amacına ulaşamayacaktır!
17’lerin Komünist çizgisinde ilerleyen Partimiz, bugüne kadar sınıflar savaşının keskin arenalarında karşılaştığı bir dizi gerici badireden çıkmayı başarmışken, sağlam irade-eylem birliğine dayanan aynı Partimizin, gericiliğin çömez türevlerince bugün kurulan kirli oyunlar karşısında da gerekli yanıtı vereceğinden kuşku duyulamaz!
Partimiz, her savaşı devrimci ilke ve duruşundaki kararlılıkla omuzladığı gibi, hiç bir savaşı karşılamaktan da sakınmamıştır, sakınmaz!
Parti ve devrim bilincine bağlılık temelinde 17’lerin Komünist çizgisini hayata geçirerek devrime taşıma sorumluluğuyla, Parti 1. Kongre önderliğimiz ve 17’leri bir kez daha saygıyla anıyor, mücadelelerine bağlılığımızı beyan ediyoruz!
– 17’ler, Bilinci Komünizme Kilitlenmiş Devrim Çağrısıdır!
– 17’ler Sosyalizm ve Komünizm Mücadelemizde Yaşıyor/Savaşıyor!
– Vartinik’ten Mercan’a, İbrahim’den Yılmaz’a, TKP(ML)’den MKP’ye Bu Tarih Bizim, Şan Olsun Parti Tarihimize!
– Yaşasın Sosyalist Halk Savaşı!
Maoist Komünist Parti
Merkez Komite / Siyasi Büro
Haziran 2022