KİMYASALLARA KARŞI GERİLLA VE HALKIN DİRENİŞİ KAZANACAK!

Faşist “TC” devletinin 17 Nisan da Zap-Avaşin ve Metina’ya yönelik başlattığı işgal saldırıları devam ederken bu saldırılar karşısında PKK-HPG gerilları tarihsel bir direniş sergiliyor. Kuruluşundan bugüne Kürt ulusuna karşı katliamlar ve yok etme saldırıları geliştiren faşist “TC” devleti, bugünde aynı kuruluş kodlarıyla ve uygulamalarla Kürt ulusunun kazanımlarını ve yeni kazanımları için mücadele yürüten güçlerini tasfiye etmek için öncelleri gibi, öncellerinden daha vahşi ve alçakça bir savaş sürdürmektedir.

2015 yılının ortalarından itibaren, içeride ve bölgede ortaya çıkan gelişmelerinde etkisiyle yeni savaş konseptinin startını veren Türk hakim sınıfları ve devletinin ilk hedeflerinden birisi de Kürtler ve dört parça Kürdistan oldu. Kuzey Kürdistan’a yönelik gerçekleştirilen saldırılar ve katliamlar yetmemiş Güney Kürdistan ve Rojava Kürdistan’da artarak devam ettirilen saldırıların hedefine konuldu. Rojava’da, besleyip-desteklediği DAİŞ çetelerinin eliyle başaramadığını bizzat faşist “TC” devleti kendi eliyle yürüttüğü saldırılarla gerçekleştirmeye çalıştı- çalışıyor. “Yerli ve milli” dediği teknoloji ağırlıklı saldırıların Kuzey Kürdistan dağlarında bitiremediği gerilları, Güney Kürdistan dağlarında ve şehirlerinde bitirmeyi heves ettiler. Dağlarını, köylerini bombaladılar, köyleri boşalttırdılar, şehirlerde suikastler düzenlediler ve saldırılarını aralıksız sürdürüyorlar. Fakat hevesleri bir kez daha Gare’de, Zap’ta, Avaşin’de ve Metina’da gerillanın direnişi karşısında kursaklarında kaldı. Gerillanın direnişi karşısında küçüldüler, zavallılaştılar.

AKP-MHP faşizminin içeride yaşadığı ekonomik-siyasi kriz halini aşmak ve sahip oldukları iktidar ömrünü uzatmak için halkların gözünü kör eden kabartılmış şoven duygulara-milliyetçi rüzgara olan ihtiyaçları sahte zaferlere olan ihtiyacı kamçıladıkca, umutsuzca sağa-sola saldırmakta, Kürdistan dağlarını bombalamakta, Ege denizinde, Kafkaslarda efelenmektedir. Ve savaşa, savaş diline daha çok ağırlık vermektedir.

Devletin tüm imkan ve olanaklarını seferber ederek yürüttüğü bu savaşta kullandığı toplar, savaş uçakları, İHA ve SİHA’lar, emperyalistlerin, NATO’nun ve işbirlikçi KDP’nin desteği yeterli gelmemektedir. Bundandır ki her zamanki gibi kimyasal silahlara başvurmaktadır. HPG’nin aylardır açıklamalarında dile getirdiği kimyasal silah kullanımı, yayınlanan son görüntülerle birlikte bir kez daha kamuoyuyla paylaşılmış ve “TC” devletinin alçakça yürüttüğü kimyasal saldırıları açıkça ispatlanmıştır. Türk devletinin halkalara ve mücadele eden, direnen güçlere karşı yürüttüğü kanlı savaşlarda sınırsız zulümlere ve uygulamalara imza attığı bilinen gerçekliktir. Bunu Geçmiş Kürt isyanlarına karşı gerçekleştirdiği katliamlardan biliyoruz, ‘38 Dersim katliamında mağaralara atılan kimyasallardan biliyoruz. “Hayata dönüş” dedikleri katliam operasyonlarında kullandıkları kimyasallardan biliyoruz. Ölümsüz 17’lere karşı kullandıkları kimyasallardan biliyoruz. Kürt gerillalarına karşı kullandıkları kimyasallardan biliyoruz. Öz yönetim direnişlerinde evlerin bodrumlarında yaralılara karşı kullandıkları kimyasallardan biliyoruz. Ve bugün dünün tekrarı gibi, Kürt gerillasının kahramanca direnişi karşısında küçüldükçe küçülen ve kimyasal kullanarak zavallılığını, direniş karşısındaki çaresizliğini örtmeye çalıştığını görüyoruz.

Zaten haksız savaşların sürdürücülerinden başka bir uygulamada beklenemez. Amaca giden her yol mübahtır onlar için. Ama savaşın kaderini zulümde sınır tanımamazlık belirleyemez, ancak bilinçli, inançlı ve fedaice direnenler belirleyebilir. Çünkü onlar haklı bir davanın en önünde ve ezilen halkların yanındadırlar. Ne kimyasal silahlar ne de zorlu koşullar durdurabilir onları. Yalnız Güney Kürdistan dağlarında değildir onlar, Rojava ve Rojhilat’ta, Kuzey Kürdistan’da, Türkiye’nin şehir ve zindanlarında, dünyanın dört bir yanında milyonlardır onlar. Bu savaş kökleri tarihsel direnişlere dayanan milyonların savaşıdır.

Bugün, Güney Kürdistan’da-Medya Savunma Alanları’nda gerillanın büyük bir iradeyle sürdüğü direnişi büyütmek, o mücadeleye direnç katmak, direnç olmak devrimci bir görevdir. Bu görevi gerçekleştirmek için bulunduğumuz her alanda faşist “TC” ye karşı mücadeleyi yükseltmek zorunludur.

Emekçi ve ezilen halklarımız Kürt ulusunun-gerillanın haklı ve meşru direnişini sahiplenilmeli, faşizme karşı birleşik mücadele her alanda yükseltilmeli, her alan gerilla mevzisine dönüştürülmelidir. Kürt ulusunun ve tüm ezilen- emekçi halkların kurtuluşu için faşist devleti yıkma mücadelesini büyütelim.

Bu tarihsel direnişin kahraman şehitlerini saygıyla anarken faşizme karşı zaferi kazanacağımızın sözünü yineliyoruz.

BİJİ BERXWEDANE GERİLLA!

SELAM OLSUN ZAP-AVAŞİN VE METİNA’ DA DİRENENLERE!

MAOİST KOMÜNİST PARTİ- MERKEZ KOMİTESİ