Mayıs ayının devrimci ısrarı ve zaferde kararlılığı, başta devrimci önderlerimizin işkencelere, teslimiyet ve ihanetlere karşı onurlu duruşlarından ileri gelmektedir. Ser verip sır vermeme, direniş bayrağını elden ele göklere çıkarma geleneği, Mayıs ayında yeşermiştir. Devrim ve sosyalizm savaşımızın o en kararlı günlerini, İbrahim Kaypakkaya, Haki Karer, Ferhat Kurtay, Eşref Anyık, Mahmut Zengin ve Necmi Öner yoldaşlar göğüslemiştir. Onlar şimdi onur, gurur ve umutturlar.
‘73 yılının 18 Mayıs’ında, Amed Zindanı, İbrahim Kaypakkaya yoldaşın 50 yıl geçmiş olmasına rağmen, unutulmayan direnişini gördü. Devrimci tarihimiz, onun ömrünü kat be kat aşan bu direniş öyküsünü, onun, ser verip sır vermeyen kavgasını, zaferlere nakış nakış işlemeye devam ediyor. O gün, İbrahim Kaypakkaya yoldaş, iradenin teslim alınamazlığını ispatlarken, aynı zamanda da düşman güçlerini yenilgiye uğratmıştır. Düşman, istediği işkenceyi yapabilse de, istediğini alamadı. Tarih, İbrahim Kaypakkaya’yı sömürüye, zulme ve işkenceye karşı direnişiyle hatırlarken, katillerin ve cellatların isimleri, cisimleri, suretleri ya hatırlanmıyor ya da sadece cezalandırılma eylemleriyle duyuluyor. Bu hesap sorma bilinci, Nurhak dağlarında gerilla savaşına başlayan Sinan Cemgillerin, bir ihbar sonucu katledilmesinin hesabını soran Kaypakkaya yoldaştan, gelmektedir.
İbrahim Kaypakkaya, Kemalizm ve Kürt sorunu konusunda önemli bir duruş sergileyerek, devrimci kopuşu hızlandırdı. ‘68 devrimci kuşağı ve devamı yıllarda, bu pratikleriyle, önemli bir yere sahip oldu. İbrahim yoldaş, hem teorik, hem de pratik olarak, önemli katkılar sağladığı devrimci hareketimizin, unutulmaz önderleri arasında yer aldı. Onun öncülük felsefesi ile devrimcilikteki mütevazi duruşu, bugün Türkiye ve Kürdistan topraklarında, halkımızın bağrında unutulmayan bir örnek yaklaşımdır. Hala halkımız, onu bağrına basıyor, hesabını sorma yeminleri ediyor. Bu hesap, biz “kapandı” demeden, kapanmayacaktır.
Tarihler 18 Mayıs 1977’yi gösterdiğinde, Haki Karer yoldaş ölümsüzleşti. Haki Karer yoldaşı eşsiz kılan, enternasyonalizmi kendisinde var etmesi ve bu duruşuyla beraber Kürt Özgürlük Hareketi’nin ilk öncülerinden olmasıdır. Bir Karadenizli Türk kimliği ile bugün Kürt halkının özgürlük mücadelesinin ilk temellerinde o da vardır. Dilok (Antep)’da katledildiğinde, onun ölümsüz bedeni, Kürdistan topraklarından Ordu’ya kadar taşınırken, aslında halkların birleşik mücadelesinin temelleri de atıldı. Omuzlarda taşınan bedeni defnedilirken, binlerce insan, onun mezarı başındaydı. En çok çalışan, en çok emek veren, herkesin yardımına koşan bir öncü devrimciyi, bütün herkes uğurladı. Haki Karer yoldaş, Mayıs’ın devrimci ve direnişçi geleneğinde, hem Türk, hem de Kürt halkının sömürüden, sömürgecilikten, zulümden kurtuluşunun adı oldu. Hem onun direnişi bugünlere taşındı, hem de onu katledenlerden, katledilmesinde parmağı olanlardan hesap soruldu.
Ferhat Kurtay, Eşref Anyık, Necmi Öner ve Mahmut Zengin yoldaşlar da, Amed Zindanı’nda 18 Mayıs 1982 gecesi bedenlerini ateşe verdiklerinde, her birinin ismi artık “Dörtler” oldu. Dört yoldaş, dört arkadaş teslimiyete karşı direnişi, ihanete karşı ise iradeyi kuşandılar. Kürt halkı üzerinde yürütülen bütün saldırılara karşı sergiledikleri fedai eylem pratiği, hapishane duvarlarında sloganlar eşliğinde bir zafer anına dönüştü. “Üzerimize su atan ihanetçidir” sözleri, onların ne kadar kararlı olduklarının ifadesi ve de devrimci mücadelenin er ya da geç zafere ulaşacağının pratiği olmuştur. Dörtler, kendilerini birer devrim meşalesine çevirdiklerinde, Kürt halkı “kazandık” dedi. Dörtlerin inkarcılığa, asimilasyonculuğa karşı bu eylemi bütün darağaçlarını yıkmış, işkencehaneleri parçalamış, ve düşmanın üzerinde de moral çöküntü yaşatmıştır. Bütün saldırılara ve işkencelere karşın zindan direnişleri, halkın öfkesiyle bütünleşmiştir. Türkiye egemenlerinin ve darbecilerin korktukları başlarına gelmiştir.
İbrahim yoldaşın, Haki Karer’in ve Dörtlerin her pratiğinde, birleşik devrimin gücü vardır. İbrahim yoldaşın, Sinanların hesabını sorması, Haki Karer’in Karadeniz’den Kürdistan’a kadar uzanan bir birleştirici öncü oluşu, Dörtlerin zindanlarda bütün devrimcilere moral değer kazandırması, Türkiye ve Kürdistan devriminin, nasıl bir temelde oluştuğunu ifade ediyor. Onlar gibi olmak, onlar gibi savaşmak, bugün erişilmesi gereken bir noktadır. Fedai eylemlerin sarsılmaz iradeleri Dörtler, karda yalın ayak yürütülüp de bir kere bile iradesi kırılmayan Kaypakkaya, her yerde öncülük yapan Haki Karer yoldaşlar, birleşik devrim mücadelemizde savaş yeminimizdir. Bu nedenle, İbrahim Kaypakkaya, Haki Karer ve Dörtler, birleşik devrimin öncüleridir. Onlara yapılan işkencelerin hesabını, her an ve her şartta soracağız! Onlardan devraldığımız bayrak, onların mücadele tarihiyle dalgalanıyor. Birleşik devrimin bayrağını, faşizmin burçlarına dikeceğiz. Faşizmi yıkacağız, özgürlüğümüzü kazanacağız!
İbrahim Kaypakkaya, Haki Karer ve Dörtler Yaşıyor!
Yaşasın Birleşik Devrim!
Kahrolsun Faşizm!
HBDH Yürütme Komitesi
18 Mayıs 2023