Halk Savaşını Yükseltmek İçin Marksizm-Leninizm-Maoizmle Daha Fazla Cüret Et!

Türkiye Komünist Partisi (Marksist-Leninist)’nin siyasi, ideolojik ve örgütsel
devamı olan partimiz Maoist Komünist Parti, 15 Eylül 2002’de gerçekleştirdiği Birinci
Kongrenin ardından iki yılı geride bıraktı. Türkiye Komünist Partisi (MarksistLeninist)’nin otuz yıllık tarihini, Birinci Kongreyle taçlandırdı. Birinci Kongre, otuz yıllık
tarihin muhasebesini yaparak temel teorik sorunları çözdü ve uluslararası çizgi, program
ve tüzüğün bir kongreyle resmileşmesini sağlayarak partimizin önderlik görevini yerine
getirirken, aynı zamanda yıllardır eksikliğini yaşadığı temel belgeleri de oluşturarak
boşlukları doldurdu.
Bu iki yıllık savaş hattında Partimiz, Kongrenin önüne koyduğu görevlerin önemli
bir kısmını başarıyla yerine getirirken bazı önemli görevleri ise gerçekleştiremedi.
Yaşanan en büyük olumsuzluk ise Karadeniz bölgesinde alınan darbe ve ağır kayıplardır.
Yerine getirilemeyen görevler, alınan darbe ve kayıplarımıza rağmen partimiz Maoist
Komünist Parti, gerek nitel gerek nicel olarak gelişme kaydetmiş ve sınıf savaşımındaki
yerini güçlendirmiştir.
Elbette henüz katedilecek yol, oldukça uzundur. Bu uzun ve çetin yolda ideolojikpolitik hattımızda ısrar ettikçe ve her şeyden önemlisi Halk Savaşını her alanda
yükselttikçe, Partimiz, başta işçi sınıfı ve yoksul köylülük olmak üzere Türkiye-Kuzey
Kürdistan halkına gerçek önderlik görevini yerine getirecektir.
Enternasyonal proletaryanın bilimsel dünya görüşü Marksizm-Leninizm-Maoizmin
rehberliğinde sınıf savaşımının çetin ve zorlu pratiği içerisinde aşılamayacak ve
aşamayacağımız zorluk ve engel yoktur. Bunun için tek şart, Marksizm-Leninizm Maoizmi pratiğimizle içselleştirmek, irademizle bütünleştirmek ve cüret etmektir. Gerisi
sabır ve kararlılıktır.
Emperyalizm ve proleter devrimler çağında revizyonist ve reformistler ne kadar
aksini iddia ederse etsin, mevcut dünya gerici sitemleri içerisinde devrimlere esas
karakterini veren ‘zor’dur. Bu, öyle basit ve sadece devrim mücadelesinin belli anlarında
geçerli olacak bir zor da değil. Sınıf savaşımında işçilerin ve köylülerin, halkın örgütlü
mücadelesinin geliştiği ve iktidara yöneldiği andan itibaren devrim mücadelesinin her
dönemini esasta etkileyen bir gerçekliktir.
Bugün emperyalizmin günlük, sıradan politikalarında, politik müdahalelerinde
bile zor vardır ve hükmünü sürdürmektedir. Özellikle bizimki gibi yarı-feodal yarısömürge ülkelerde devrim mücadelesi başından itibaren esas mücadele biçimi silahlı
mücadele temelinde gerçekleşmektedir.
Bahsettiğimiz sıradan bir silahlı mücadele değil, Halk Savaşı Stratejisidir. Halk
Savaşı Stratejisi, Türkiye-Kuzey Kürdistan devrimimin tek geçerli ve gerçekçi yoludur.
Bunun dışında önerilecek her türlü mücadele, silahlı mücadele temelinde bile olsa
Türkiye-Kuzey Kürdistan halkını oyalamak ve kurtuluşunu geciktirmek anlamına
gelecektir.
Bundandır ki partimiz Maoist Komünist Partisi’nin önündeki görevlerin esasını
Halk Savaşını her yönüyle geliştirmek; kır-şehir ve legal-illegal tüm mücadele alanları
arasındaki koordinasyonunu sağlamak, ama tabii ki esas olarak köylü gerilla savaşını
geliştirip boyutlandırmak oluşturmaktadır. Dolayısıyla bütün yoldaşlarımızın; üye, militan
ve örgütlü taraftarlarımızın ele alması gereken temel sorun da budur. Partinin öyle sıradan
bir üyesi, militanı ya da taraftarı değil, her alanda Halk Savaşının uygulayıcısı ve Halk
Savaşına önderlik edeni olmalıyız. Politik gelişmeleri yorumlarken, kendimizi
değerlendirirken ve politika üretirken yoğunlaşılması gereken temel halka Halk Savaşı
Stratejisi olmalıdır. Her saat, her dakika ve her saniyemizi bunun hizmetine sokmalıyız.
Kanlı, kavgalı bir mücadele yürütüyoruz. Bedel ödemek, kayıp vermek Halk
Savaşının kaçınılmaz yasasıdır. Bedel ödemeden kayıp vermeden savaş yürütülmez.
Ödenilen bedellerin, verilen kayıpların belki karşılığını bugün, kısa vadede alamıyoruz
ama unutulmasın, yarın, tüm bu fedakarlıkların karşılığı kurtuluş olacaktır.
Maoist Komünist Partisi olarak üçüncü yılımıza giriyoruz ve yaşanılan her gün
sınıf savaşımındaki görevlerimizi arttırmakta, karşımıza çıkan güçlükler artmaktadır. Bu
da doğru yolda ilerlediğimizi göstermektedir. Kongreyle karşılaştığımız görevler azalmadı
aksine daha da arttı. Çünkü Marksizm-Leninizm-Maoizm bilinciyle, tarihi muhasebe ile
dün göremediklerimizi-bilemediklerimizi bugün görme-bilme durumundayız. Orada
önemli bir tarihi adım attık. Bu, tarihten süzülüp gelen bir dönüm noktasıydı. Bugün ana
mesele de bu doğru ve tarihi adımları kesintisiz bir şekilde ileriye taşımaktır. Bunu
başaracak güçteyiz, çünkü dünden daha güçlü ve ilerideyiz.
Kongremizin 2. yıldönümünde bir kez daha çağırıyoruz!
İşçiler, yoksul köylüler ve tüm ezilen-sömürülen Türkiye-Kuzey Kürdistan halkı,
Yeni Demokratik Cumhuriyet hedefiyle Maoist Komünist Partisi etrafında birleş, Halk
Kurtuluş Ordusunda örgütlen ve savaşı yükselt!
Maoist Komünist Partisi’nin tüm üyeleri, militanları, doğrularda ısrar ve imkansız
gibi olanı yaratmak için daha fazla cüret et! Halk Savaşının gelişip ve yaygınlaşması için
her zamankinden daha çok Marksizm-Leninizm-Maoizm ideolojisiyle donan! Çünkü
bunun kudreti her tür zorluğu ve çelişkiyi alt edecek güçtedir.
Yaşasın Maoist Komünist Partisi!
Yaşasın Halk Kurtuluş Ordusu!
Yaşasın Maoist Gençlik Birliği!
Yaşasın Halk Savaşı!
Yaşasın Marksizm-Leninizm-Maoizm!

27 Ağustos 2004
Maoist Komünist Parti
Merkez Komitesi Siyasi Bürosu

24 No’lu Bildiri