Devrimci-Demokrat Tüm İlerici Kamuoyuna; Çeşitli Millet ve Milliyetlerden Devrimci Halklarımıza; Faşist Saldırılar Tırmanmaktadır, Sessiz Kalmayalım Dur Diyelim!

96 Nolu Açıklama

Toplumlar tarihinin ileriye doğru gelişmesi her safhasında gerici güçlerin engeliyle karşılaşmıştır. Gerici güçler köstekleyici unsur rolüyle, gelişmenin yegane tetikleyicisi ve taşıyıcısı olan ilerici devrimci güçlerin önüne dikilip, tarih tekerleğinin ileriye doğru dönüşünü geri döndürmeye kalkışmışlardır. Gericilikle ilericilik hep çatışma içinde olagelmiştir. Devrimci güçler ileriye gelişmeyi ısrarla zorlarken, gerici güçler istisnasız olarak yönünü geriye çevirip gelişmenin önünde ayak diremişlerdir. Ne var ki, toplumlar tarihinin ilerleyişi durdurulamadığı gibi, ileri olanın eskinin yerine geçmesi diyalektiği değiştirilememiştir. Devrimci olan er ya da geç galebe çalmış, gericilik karanlığa gömülmüştür. Bütün bir toplumlar tarihi buna tanıklık yaparak kanıtlamıştır ki, her karanlık aydınlıkla yarılıp aşılmıştır.

            Dün olduğu gibi bugün de yaşanan çatışmalı süreç bu gerçek üzerindeki gelişmeyi teyit ederek açıklamaktadır. Bir tarafta ilerici-devrimci sınıfları temsil eden güçler, öteki tarafta gerici-köhne sınıfları temsil eden güçler! Bir yanda devrimci halklarımızın bağımsızlık ve kurtuluş mücadelesi, diğer tarafta gerici güçlerin bağımsızlık ve kurtuluşa düşman azgın baskıcı saldırıları! Bir tarafta tarihin ilerleyişini hızlandıran devrimci misyon, diğer tarafta gelişmeyi baltalayarak karanlıkta ısrar eden gerici misyon!…

İşte bugün giderek tırmanış göstererek yaşanan faşist saldırılar bu zeminde cereyan etmektedir. Saldırıların hedefinde bütün devrimci halk güçleri olup, arkasında ise halk düşmanı faşist-militarist devlet ve faşist uzantıları bulunmaktadır. Bugün karşı karşıya duran iki güç, bu taraflardan başkası değildir. Tüm saldırı ve gelişmeler iki düşman sınıf güçlerinin çatışmasını izah etmektedir.

Bundandır ki, devrimci cephenin sınıf bilinçli tavır ekseninde derli-toplu hareket etmesi zaruri bir ihtiyaçtır. Saldırılara karşı devrimci karşı-koyuşu; devrimci güçler arası dayanışma ve hareket birliklerini örüp büyütmek yakıcı bir ödevdir.

Devletin ‘’yeniden yapılanma’’ sürecine bağlı biçimde, özellikle ‘’demokratikleşme’’ ve ‘’Kürt sorununda çözüm’’ yaftalarıyla kapsamlı olarak geliştirdiği ideolojik-politik tasfiyeci saldırı dalgası, örgütsel fiziki saldırı kolu eşgüdümüyle birleşip topyekun bir saldırı sürecinin tırmanacağını haber etmekteydi. Nitekim geç kalmadan devlet faşist geleneğini kuştu, ‘’demokratikleşme’’ teraneleri gölgesinde faşist saldırılar belirgin artış göstererek azgın dişleriyle devreye girdi. Özellikle öğrenci gençliğe yönelik azgın saldırılar, Kızıl Bayrak muhabirlerine belediye zabıtalarınca da işkence edilmesi, Demokratik Kadın Hareketi yetkilisinin yüzünün sokakta kesilmesi, IMF protestolarında sivil güruhların devreye sokularak göstericilere polis eşliğinde işkence edilmesi ve çocukların katledilmesi gelişmeleri, faşist saldırıların hoyratlaşan tipik klasikleridir.

Askeri operasyonların yoğunlaştırılması, sınır ötesi operasyon tezkeresinin uzatılması, köylerin bombalanması, Ceylan ÖNKOL’un hunharca katledilmesi, Güler ZERE ve onlarca tutsağın alenen ölüme terk edilmesi, DHF çalışanlarının çeşitli biçimlerde uğradığı saldırılar, İşçi Köylü gazetesi, Atılım ve diğer sosyalist-devrimci basın çalışanlarının tutuklanmaları, Günlük gazetesinin kapatılması, DTP üye ve yöneticilerinin tutuklanması, Kızıl Bayrak çalışanlarına sokak ortasında vahşice işkence yapılması gibi birçok saldırı ve en son Üniversite gençliğinde yaşanan umut verici kıpırdamalar sonrası Malatya İnönü Üniversitesinde üç devrimci öğrencinin faşist saldırı sonucu bıçakla yaralanmaları, faşist baskı ve saldırıların en son örnekleridir. Bu örnekler saldırıların tırmandığını gösterdiği gibi, ileride daha da artıp ağırlaşacağını işaret etmektedir.

Bu gelişmeler; bütün bir toplumsal yaşamın faşist devlet terörü hükmünde raptı-zapt altına alınarak, başta devrimci hareket olmak üzere, her türden muhalefetin sindirilip teslim alınması yoluyla toplumun ölüm sessizliğine gömülerek zifiri karanlığa sürüklenmesinin ipuçlarını göstermektedir. 

Faşist saldırılar karşısında hiç kimse ‘’bana değmeyen yılan bin yaşasın’’ anlayışında olmamalıdır. Çünkü faşizm onurlu olan insani her değere düşmandır. Faşizm halklarımıza olduğu kadar; bütün insanlığa, insani değerlere, insanlığın ilerleyişine ve çağdaş yaşama düşmandır. Özgürlük ve demokrasiye, insan haklarına, adil ve ahlaki yaşam standartlarına düşmandır. Dolayısıyla; onurlu, ahlaklı, dürüst ve saygın ölçülerde insanca yaşam sürmek isteyen her kese dokunacaktır.

Faşizme ve faşist saldırılara karşı direnmek insanım diyen her kesin görevidir. Özellikle ilerici, aydın ve demokrat olan her fert bu görevden kaçmamalıdır. Faşist saldırılara karşı tavır-tutum almak; gerçek bir aydın olmak kadar, insan olmanın da göstergesi veya sınavı olacaktır.

Biz Maoist Komünist devrimciler olarak, halklarımız üzerinde oynanan bütün oyunlara olduğu kadar, faşist saldırıları geri püskürtme sorumluluğuyla sonuna kadar mücadele edeceğimizi beyan ediyoruz. Maoist Komünistler olarak, kararlı devrimci mücadelemizle faşizmi alt etme mücadelesinden bir an bile geri durmadan faşist saldırıları kıracağız. Halklarımızın geleceğini karanlığın sahiplerine teslim etmeyeceğiz!

‘’Emperyalizme, faşizme, feodalizme ve her türden gericiliğe geçit yok’’ devrimci bilincini yeniden parlatmanın zamanıdır. Bunun için tüm devrimci, aydın, demokrat, ilerici kurum-kuruluş ve tek tek bireyleri faşist saldırılara karşı sessiz kalmayarak ‘’dur’’ demeye, devrimci mücadele saflarında dövüşmeye çağırıyoruz. Devrimci dünya ve halklarımızın geleceği bunu emretmektedir. Tarihsel sorumluluk bunu gerektirmektedir. Bundan kaçılamaz.

Somut saldırı sürecinin görevlerini yerine getirmek üzere, Devrimci Mücadele Birliklerinin oluşturularak faşist saldırıların püskürtülmesi acil bir ihtiyaçtır. Bu mücadele birlikleri platformları öğrenci gençlik mücadelesinden, diğer demokratik-devrimci mücadele alanlarına kadar, genel ve özel sorunlar şahsında en geniş bir şekilde oluşturularak hayata geçirilmek durumundadır.

Komünist devrimciler; faşist saldırılara kayıtsız kalmadan, devrimci karşı koyuşla mücadele cephesinden asla çekilmeyecektir.

Faşist saldırıları sınıf nefretimizle lanetlerken, devrimci şiddet öfkemizi sakınmadan kavga siperlerinde taşıyarak faşist saldırılara bent edeceğimizi yineliyoruz.

*Kahrolsun Faşizm Yaşasın Devrimci Mücadelemiz!

*Kahrolsun Feodal-Faşist Diktatörlük Ve Faşist Saldırılar!

*Yaşasın Devrimci Mücadele Birliği!

*Yaşasın Marksizm-Leninizm-Maoizm!

*Yaşasın Halk Savaşı!

Maoist Komünist Partisi

Merkez Komitesi-Siyasi Bürosu