Birleşik Mücadelemizin Siper Yoldaşları Ceren, Aynur, Demhat ve İmran Yoldaşlar Ölümsüzdür!

Faşizmin kuşatma ve imha saldırıları, işgali ve demokratik kazanımları gaspı ancak ve  ancak omuz omuza birleşik mücadeleyle direnerek ve yüksek düzeyde ağır bedeller pahasına her alanda yürütülecek kararlı mücadeleyle püskürtülebilir. Faşizm, ancak uğruna ölmeyi göze alınan yaşamın inancıyla yok edilebilir.

Dünya devrim tarihi, sınıfsız-sömürüsüz, yaşanılır bir gelecek uğruna bilinçlerini ve yüreklerini ateşe yatıranlarla yazılmış ve yazılmaya da devam etmektedir. Bugün, Rojava Kürdistanında, emperyalist-kapitalist haydutların, onların bölgedeki piyonlarından Faşist “T.C” devletinin ve çetelerinin büyük direniş ve bedellerle elde edilen devrimci-demokratik kazanımları yok etme uğruna süren işgal saldırıları karşısında direnenler, bu tarihin birer sıra neferleri olarak bilincimizin en berrak yerine işleniyor. Öncellerinden devraldıkları direniş ve mücadele bayrağını yere düşürmeden, bugün de zulme, baskıya, katliama karşı direnenleri selamlıyor ve Rojava işgaline karşı direniş sürecinde ayrı ayrı tarihlerde ölümsüzleşen Ceren GÜNEŞ, Aynur ADA yoldaşlar şahsında İmran FIRTINA, Demhat GÜNEBAKAN ve tüm ölümsüzlerimizi saygı ile anıyoruz.

Tarihi katliam, soykırım, işgal ve ilhaklarla dolu T.C faşizmi, sırtını emperyalist haydutlara dayayarak ve önüne barbar çeteleri de katarak Rojava halklarına topyekün saldırıyor. İç ve dış politikasının devrimcilere-demokratlara-yurtseverlere, kadınlara, gençlere, işçi ve emekçilere, ezilen inançlara, aydınlara bilcümle ilerici halklara dönük saldırılar eşliğinde iç içe geçtiği, en küçük hak arama taleplerinin baskı-şiddet ve ölümle karşılandığı gündelik yaşamda, açık faşizm ve faşist diktatörlük artık teşhir olmuşluğunun son sınırındadır. Faşizmin bu topyekün saldırganlığı nafiledir. Çünkü direnenler var ve son sözü de direnenler söyleyecektir.

Faşist TC’nin İşgal saldırılarını sürdürdüğü Rojava Kürdistan’da da haklarını-kazanımlarını faşizme teslim etmeyen halklar ve onlarla dayanışmayı Kobane direnişinden beri sürdüren enternasyonal devrimciler zulme karşı birlikte savaşıyor ve direniyorlar.

Faşizme, barbarlığa, işgale ve demokratik kazanımlara yönelik her türden saldırılara karşı isyan meşrudur, haktır ve görevdir.

Siper yoldaşımız DKP/Birlik’in MK üyesi Ceren Güneş yoldaş, DKP-BÖG’nin MK üyesi Aynur ADA, DKP-BÖG üyesi İmran FIRTINA ve MLKP savaşçısı Demhat GÜNEBAKAN’da Türkiye-Kuzey Kürdistan da faşizmin ve gericiliğin her türlü saldırıları karşısında isyan etmiş, mücadelenin en ön saflarında yürüttükleri mücadelelerini Rojava’ya taşıyarak buradaki direnişlerin ön cephelerinde silah elde savaşarak faşizme-barbarlığa geçit vermemişlerdir. Faşizmin ve onun beslemesi çetelerin Rojava’da elde edilen demokratik kazanımların ilk gününden itibaren bura  halklarına reva gördükleri tehdit, işgal ve katliam saldırılarına sessiz kalmayarak tereddütsüz devrimci bir duruş sergileyen ölümsüz bu yoldaşların her birinin hem Türkiye-Kuzey Kürdistan devrim mücadelesinde hem de Batı Kürdistan-Rojava direniş ve mücadelesi sürecinde yüklendikleri sorumluluklar, oynadıkları tarihsel roller birleşik mücadele geleneğimizi güçlendiren ve ileriye taşıyan niteliktedir, ölümsüz bu yoldaşlarımız, birleşik mücadelemizin öncü neferleridirler. Ceren Güneş ve Aynur Ada yoldaşların faşizm ve erk egemen sistem ile mücadelede kadın olarak Partilerindeki önderlik rolleri, öncüleşen kadın olarak barbarlığa, faşizme, işgale karşı en ön cephelerde mevzilenmeleri Kadınların Kurtuluş Mücadelesi açısından ayrı bir önemdedir. Kadınların yaşamın her alanında mücadeleye katılmasının yanında,  örgütlü mücadele yaşamının her alanında mücadeleye katılmadan devrim olmayacağı bilincinin örneğidirler. Ceren ve Aynur yoldaşlar, devrim mücadelesinin öncü kadınları, kadroları olarak mücadelemizde yaşayacaklardır.

Faşizme Karşı Birleşik Mücadeleyi Her Alanda Geliştirelim, Büyütelim.

Birleşik mücadelenin neferleri olarak Onlar, Serkan Tosun’dan, Ulaş yoldaşlardan, Eylem Ataş’tan, Nubar Ozanyan’dan, Baran Serhat’tan ve diğer siper yoldaşlarından devraldıkları devrimci mirası bugünlere taşıyarak faşizmin ve tüm gericilerin Kürt ulusuna ve onun demokratik kazanımlarına yönelik saldırıları, işgal, imha ve teslim alma konseptleri karşısında Kürt ulusunun ve Rojava halklarının yanında, onlarla birlikte, omuz omuza, aynı mevzide yer almış, devrimci bir duruş sergilemiş ve biz siper yoldaşlarına, ezilen halklara devrimci bir miras bırakmışlardır: Birlikte olmalıyız, birlikte mücadele etmeliyiz, her alanda birlikte direnmeliyiz.

Haklı, meşru ve ezilen halklardan yana olan mücadelede her kaybımızın yarattığı boşluğu doldurmak, onların mücadelesini kaldığı yerden sürdürmek, onların boşluğunu hissettirmemek bizlere, biz ardıllarına düşer. Onlara karşı sorumluluğumuz, anılarına bağlılığımız ancak bu görevi yerine getirerek sağlanabilir. Rojava’da, Güney Kürdistan da ve Türkiye-Kuzey Kürdistan da yükselen kavga bayraklarını ancak bu bilinçle ileriye taşıyabilir, yaşatabiliriz. Birleşik mücadeleyi her alanda örerek ve geliştirerek faşizm karşısında zafer elde edebiliriz.

İşgallere, katliamlara, faşizme karşı mücadelede canfeda duruş sergileyen, kahramanca direnerek ölümsüzleşen Ceren Güneş, Aynur Ada, Demhat Günebakan, İmran Fırtına yoldaşların devrimci miraslarını Sosyalist Halk Savaşı siperlerimizde yaşatacak, geleceğe taşıyacağız.

Ceren Güneş, Aynur Ada, Demhat Günebakan, İmran Fırtına Yoldaşlar Ölümsüzdür!

Maoist Komünist Parti

8 Kasım 2019