185 Nolu Açıklama
Ankara’da Barış Mitingi için toplanan kitlelere yönelik vahşi bir katliam gerçekleştirildi. 10 Ekim 2015 günü iki ‘’canlı bomba’’ saldırısı biçiminde gerçekleştirilen bu kitlesel katliamla faşist Türk hakim sınıflarının katliam suçlarına bir yenisi daha eklenmiş oldu.
AKP iktidarının savaş ve saldırganlık konseptiyle tırmandırdığı ırkçı faşist terörle mücadele zemininde yükselen barış istemi ve çağrılarına karşı yapılan bu faşist saldırıda onlarca insan ölürken, çoğu ağır olmak üzere yüzleri aşkın insanın yaralandı.
Bu vesileyle, faşist katliamı, katliam sorumlularından devrimci eylem pratiğinde anlam bulan hesap sorma tavrı ve bilinciyle lanetlerken, demokrasi, özgürlük ve barış mücadelesi uğruna ölümsüzleşenlerin anıları önünde saygıyla eğiliyor, başta Kürt ulusu olmak üzere, Türkiye-Kuzey Kürdistan halklarının acısını paylaşıyoruz.
Ankara Barış Mitingine dönük yapılan faşist katliamın sorumlusu Erdoğan/AKP iktidarıdır. Hangi ellerle gerçekleştirilmiş olursa olsun, bu katliamın gerçek sorumlusu AKP iktidarından başkası değildir. HDP’yi hedef gösteren, faşist saldırıları teşvik eden, bizzat bu baskı ve saldırı yürüterek katliamlar gerçekleştiren, Kürt ulusu ve geniş halk kitlelerine karşı suç işlemek üzere faşist çete ve katliam mangaları biçiminde örgütlenen AKP iktidarı, bu katliamın da sorumlusudur.
Barış Mitingine dönük katliamdan hemen önce, Amed’de asker-polislere, ‘’ailelerinizi güvenli yerlere gönderin’’ şeklinde verilen talimat rastlantı değildir. Barış Mitingi katliamının PKK’nin eylemsizlik kararı açıklamasının gündeme gelmesinin hemen öncesinde gerçekleştirilmesi bir rastlantı değildir. Gerici savaşı başlatıp tırmandıran AKP iktidarının barıştan rahatsız olduğu açıktır. Yürüttüğü savaş konsepti saldırganlığıyla hedeflediklerinin barış iradesi ve çağrılarıyla boşa çıkarılmasından rahatsız olduğu kesindir. Seçimleri, savaş-çatışma atmosferinde yaratılan güvenlik gerekçesiyle lehine çevirip Kürt seçmene oy kullandırmama ve yaratılan ırkçı faşist baskı koşullarında HDP’ye seçim çalışması yaptırmama amacında olduğu alenidir. Bilal’in paraları dışarı çıkarmasının gündeme gelip deşifre olmasından büyük korku yaşayarak gündemi manipüle etmek istediği açıktır. Bunun için onlarca insanı katletmekten geri durmayacağı tüm katliamlarıyla sabittir. Kısacası, bu olgular ışığında bile Ankara Barış Mitingi katliamını AKP iktidarının planlayıp gerçekleştirdiği açıktır.
AKP iktidarının cemaat yapılanmasını iktidar olma aşamasında kullandığı gibi, bugün de aynı cemaat yapılanmasına işlediği suçları yükleyerek kullanmaktadır. Muhtemelen Barış Mitingi katliamının arkasında paralel yapının olduğunu tespit ederek katliamını üstünden atmaya çalışacaktır. Ancak paralel yapı kadar AKP iktidarının da faşist, komplocu, katliamcı olduğu yaşanan savaş saldırganlığı ve yapılan katliamlarla somuttur. Bu katliamından doğrudan faşist AKP/Erdoğan güruhunun sorumlu olduğu çarpıtılamaz.
‘Devrimci savaş ve silahlı mücadele yükseltilmelidir’
MKP, devrimci eylem ve pratikle Kürt ulusunun yanında olmanın elzem olduğunu vurgulayarak açıklamasında şu ifadelere yer verdi; AKP iktidarının savaş ve saldırganlık konseptiyle özelde Kürt ulusu genelde geniş halk kitlelerine karşı amansızca yürüttüğü faşist baskı ve katliam saldırıları, Kürt ulusuna dönük yapılan linç hareketleri, Kürt il-ilçelerinin sokağa çıkma terörü altında yakılıp yıkılması suretiyle yapılan katliamlar, HDP bina ve merkezlerinin basılıp yıkılması, seçilmiş belediye eş başkanlarının tutuklanması, sosyalist ve demokratik basına yönelik saldırı ve geniş tutuklamalar biçiminde geniş bir faşist terör dalgası olarak devam etmektedir.
Bu saldırganlığın geniş muhtevası Erdoğan/AKP’nin iktidarının faşist diktatörlüğünü koruyup sürdürme hesaplarına dayalı olarak geniş halk kitlelerini azgın saldırılar altında terörize edip sindirme planı kapsamında yürütülürken, özel olarak da seçimlerin kazanılması ve bunun için HDP’nin baraj altında bırakılması hedefini taşımaktadır. Zira, Erdoğan ve AKP için iktidarda kalarak yargılanmaktan kurtulmanın yolu, HDP’yi baraj altında bırakarak seçimleri kazanıp tek başına iktidar olmaktan geçmektedir.
Kürt ulusuna dönük özel bir muhteva taşıyan bu ırkçı faşist saldırganlık, HDP’nin Amed seçim mitingi ve Suruç’ta gerçekleştirilen bombalı kitlesel katliam halkalarından sonra, şimdi de Ankara Barış Mitingi’ne dönük yapılan kitlesel katliamla en pervasız boyuta ulaşmıştır.
Bu durum karşısında tüm devrimci eylem ve pratikle Kürt ulusunun yanında olmak elzemdir. Erdoğan/AKP iktidarının ırkçı faşist saldırganlığı ve seçimleri kazanmaya endeksli hesaplarını boşa çıkarmak için, inadına HDP ile ittifak, inadına seçim zaferi, inadına barış diyen taktik siyasetle hareket etmek devrimci tutumdur. Devrimci tutumun daha ileri biçim ve yaşamsal niteliği ise, silahlı mücadele ve devrimci savaşı yükseltmektir.
Maoist Komünist Partisi olarak AKP iktidarının Kürt ulusuna uyguladığı milli zulüm ve soykırımcı katliam saldırılarına karşı, silahlı eylem ve her türeden demokratik mücadele biçimiyle Kürt ulusunun yanında olduğumuzu beyan ederken, faşist katliamda ölümsüzleşenleri bir kez daha saygıyla anıyor, mücadelelerini sahipleniyoruz.
Kahrolsun Faşizm ve Vahşi Katliamın Sorumlusu AKP İktidarı!
Devrim, Sosyalizm ve Özgürlük Savaşçıları Ölümsüzdür!
Yaşasın Halkların Birliği ve Ulusların Kardeşliği!”
Maoist Komünist Partisi
Merkez Komitesi- Siyasi Büro
20 Temmuz 2015