8 Mart Görkemiyle ‘’Göğün Yarısını‘’ Selamlıyoruz!

104 Nolu Açıklama

New York’tan gök kubbeye saplanan 129 sıkılı yumruğun kalkık başları ve ölümsüz anıları önünde saygıyla eğiliyoruz!

 8 Mart’ın görkemli yıldızları olarak yeryüzüne dizilen kahramanlık abidesi emekçi kadınları; dünden bugüne ve yarınlara ışıyan destansı direnişlerini selamlıyoruz!

Dokuma işçisi kadınları grev yaptıkları fabrikanın kapısını kilitleyip yakılması suretiyle, 129 kadın işçinin yakılarak vahşice katledilmesini sınıf kinimiz, devrimci öfke ve nefretimizle lanetliyoruz!

Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü; yaratıcı öznesi olan Tekstil İşçisi New York’lu kadınların mücadele ruhu ve direniş coşkusuyla kutluyor; dokuma işçisi kadınların 1857 yılında harladığı sınıf kavgasını devralarak, ‘’8 Mart Kızıldır, Kızıl Kalacak’’ dövüş şiarıyla kadının kurtuluş bayrağını günümüze kadar sınıf mücadelesi meydanlarına taşıyan bütün emekçi-devrimci kadınları sınıf kardeşliği duygularımızla selamlıyoruz.

Devrimci-demokratik kadın örgütlenmeleri ve proleter sınıf örgütlenmelerinde kadının kurtuluş mücadelesini toplumsal kurtuluş mücadelesiyle birleştirip ‘’Kadın Katılmadan Devrim Olmaz, Devrim Olmadan Kadın Kurtulmaz’’ perspektifiyle ele alan sınıf bilinçli devrimci kadınları ve ‘’Kadın Devrim Doğurur’’ diyerek dağ doruklarındaki çatışmalarında, işkence hanelerde, grev ve direnişlerde, kısaca sınıf mücadelesinin değişik cephelerinde bayraklaşan kadın yoldaşlarımızı selamlıyoruz.

Çiag Çing, Roza Lüksemburg, Mirabel kardeşler, Didar Şensoy, Barbara Anna Kistler, Meral Yakar, Berna Saygılı Ünsal, Nergiz Gülmez, Lale Çolak, Sibel Sürücü, Hatice Yürekli, Sebahat Karataş, Gülnaz Karataş(Beritan), Sema Yüce, Zeynep Kınacı(Zilan), Kutsiye Bozoklar, ve daha nice kahraman kadın şahsında tüm dünya ve ülkemiz komünist-devrimci mücadele şehitlerini selamlıyoruz.

Sınıfsal baskının yanı sıra cinsiyet baskısı vantuzlarının çifte baskısı altında en katmerli sömürü ve zulme maruz kalan emekçi kadınlar başta olmak üzere, cinsiyete dayalı sömürü ve şiddetten muaf olmayan tüm ezilen kadınları selamlarken; erkek egemen kültürle özleşen bütün gerici sınıf düzenleri diktatöryasına ait toplumsal sistemlere karşı, kadın-erkek bütün emekçileri eşitlik-bağımsızlık-kurtuluş ve özgürlük mücadelesine omuz verip katılmak üzere, kavga-direniş ve mücadele mevzisi olan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde sınıf birliği temelinde mücadele alanlarına çıkmaya çağırıyoruz.

Örgütlü devrimci mücadele olmadan, özgürlükler karşısında devlet olarak örgütlenmiş gerici hakim sınıflar ve bunların sistemleriyle birlikte diğer tüm gerici engeller yıkılıp yok edilemezler. Kadınlar sınıf örgütleri başta olmak üzere, özgün örgütlenmeleriyle örgütlü mücadeleler yürütmeden, kadını ikinci sınıf gören egemen anlayışın boyunduruğunu parçalayamaz ve gerçek kurtuluşlarına adım atamazlar. Kadınlar ortak sınıf örgütlerinde yer almadan, ne sınıfsal kurtuluş, ne de kadının kurtuluşu sağlanamaz. Nihai anlamda sınıfsal kurtuluş sağlanmadan, kadının kurtuluşu hayal edilemez. Çünkü cinsiyeti ne olursa olsun, her insan bir sınıfa mensuptur, bunun dışında var olup anlam bulamaz. Her insanın en genel ve en ortak niteliği sınıfsaldır.

İnsanlık toplumunun en az yarısını oluşturan kadın, cins kimliğinden ötürü sömürü ve şiddet karşısında en büyük mağdur ve çilekeş durumdadır. Kadının bu durumu özel mülkiyetten asla bağımsız değildir. Her türlü sömürü, baskı ve şiddetin kaynağı; özel mülkiyet dünyasından başkası değildir. O halde sınıf ayrışımını ifade eden özel mülkiyet dünyasının ortadan kaldırılması için sınıf savaşımına başvurmaktan daha köklü bir çözüm olamaz.

İşte, ak saçlı ’’Cumartesi Anneleri’’nin ‘’kayıp’’ çocuklarının hesabını soran kararlı eylemi,  Tekel İşçi Direnişinin önde duran yiğit, direngen ve fedakâr kadınları ve erkek sınıf kardeşleriyle birlikte binlerce-milyonlarca kadın militanın devrimci pratiği bu sınıf mücadelesinin güzide örneklerini sergilemektedirler. New York’lu kadınların 40.000 grevciyle arşa kaldırdıkları muhteşem direniş ve kahramanlık destanı yazarak toprağa düşen 129 Kızıl Karanfil bu sınıf kavgasını örnekleyip temsil etmektedir…

Kaderi sömürü ve zulüm şampiyonu sınıflar düzeni tarafından tayin edilen kadın-erkek bütün yoksul dünya emekçi yığınlarını, kaderlerini ellerine almak üzere sınıf savaşımlarında birleşmeye çağırırken; bir kez daha dünya ve ülkemiz emekçi kadınlarının mücadele, direniş ve birlik günü olan 8 Mart’ı kutluyoruz!

8 Mart’ın sınıf niteliğini karartmak isteyen burjuva hilelere, cinsiyetçi, ayrımcı gerici eğilimlere ve her türden sağ liberal sapmalara karşı mücadele edelim. Düne kadar yasaklayıp faşist saldırılarla sonuç alamayan hakim sınıflar bugün 8 Mart’ın devrimci özüne saldırıp içini boşaltmaya çalışmaktadırlar. Sınıf mücadelesinin unutulmaz bir değeri olarak, emekçi kadın ve sınıflar elinde güçlü devrimci bir mevzi ve etkili bir silah olan 8 Mart’ı, ‘’Dünya Emekçi Kadınlar Günü’’ olmaktan çıkararak ‘’Kadınlar Günü’’ biçiminde formüle edip sınıf niteliğinden uzaklaştıran, sınıf mücadelesinin yarattığı bu değeri-mücadele gününü devrimci sınıflar elinden almaya çalışan burjuva oyunlara karşı; sınıf kardeşliği ve mücadelesini omuz omuza örerek bu mücadele mevzisini devrimci özüne uygun olarak pekiştirelim, sınıf niteliğine vurgu yaparak ruhuna uygun olarak kutlayalım.

Sınıfsal baskı ve sömürü düzenine ve özel mülk dünyasının mülkiyetçi egemenlik kültüründen peydahlanarak kadın üzerinde hüküm süren her türden gerici baskı ve şiddete dur demek için, 8 Mart’ta sel gibi birleşip özgürlük ırmağı gibi çağlayalım.

Hep bir ağızdan ve daha güçlü gösterilerle kadın üzerindeki her türlü baskı ve şiddeti protesto haykırışlarımızla kahredelim. Cinsel şiddet ve sömürüyle kadın üzerinde katmerleşen her türlü baskı ve sömürüye karşı mücadele edelim. Kadını ikinci sınıf insan gören gerici egemen bakış açısına karşı savaşalım.

Kadına kalkan elleri şiddetle yuhalayalım; kadına uygulanan her türden baskı ve şiddeti kınayarak her çeşit gerici egemenliğe karşı mücadeleyi büyütelim. Cinsiyet ayrımcılığına karşı çıkalım. Kadının ötelenmesine, horlanmasına, sosyal yaşamdan men edilmesine, ucuz iş gücü pazarı olarak kullanılıp ağır sömürüye tabi tutulmasına ve cinsel meta olarak pazarlanmasına, zevk objesi olarak görülmesine ve her türden eşitsizliğe maruz bırakılarak mağdur edilip zulmedilmesine, eve hapsedilip yaşamının her anlamda daraltılmasına karşı kararlı bir mücadele verelim. Kadının kurtuluşunu bugünden örgütleyerek, kadının özgürleşmesi önündeki gerici kaleleri, erkek egemen bakış açısından gerici-faşist düzenin baskılarına kadar bir, bir yıkalım.

8 Mart’ın unutulamaz direnişinin mücadele ruhuyla devrimci coşkumuzu meydanlara taşıyarak her türden gericiliği ve zulüm-sömürü düzenini devrimci öfkemizle kuşatalım.

Şan olsun Dünya Emekçi Kadınlar Günü 8 Mart’a!

Şan Olsun New York’lu Kadın İşçilerin Grevine ve 129 Kızıl Karanfiline!

Şan Olsun Dünya Emekçi Kadınlarının Onurlu Mücadelesine!

Şan Olsun Kadın-Erkek Sınıf Birliği ve Sınıf Mücadelesine!

Maoist Komünist Partisi

Merkez Komitesi- Siyasi Bürosu  

                                                                         Mart 2010